SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

DEHAYA BAHSİ

<< 2793 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَعِيلَ حَدَّثَنَا وَهْبٌ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ أَبِي قِلَابَةَ عَنْ أَنَسٍ أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ نَحَرَ سَبْعَ بَدَنَاتٍ بِيَدِهِ قِيَامًا وَضَحَّى بِالْمَدِينَةِ بِكَبْشَيْنِ أَقْرَنَيْنِ أَمْلَحَيْنِ

 

Enes r.a.'den rivayet olunduğuna göre:

 

Nebi (s.a.v.) yedi tane deveyi, ayakta (yatırmadan) kendi eliyle boğazlamış, boynuzlu ve alacalı iki koç'u da Medine'de kesmiştir.

 

 

İzah:

Nesai dahaya; Buhârî, hac; Ebû Dâvûd hac; Ahmed b. Hanbel, VI-35, 78, 82.

 

"Bedene" çok etli manâsına gelen el-bedâne kelimesinden  türetilmiştir.İri  ve yağlı  oldukları için erkek olsun, dişi olsun deve cinsinden her hayvana bedene ismi veril­miştir. Bazan sığır cinsini ifâde etmek için de kullanılır. Zebh- hayvanı yatı­rarak boğazdan kesmektir. Bilindiği gibi davar ve sığır cinsi bu şekilde kesilir.

 

Nahr: Ayakta ve göğsünün üstünden kesmek demektir. Deve cinsinin bu şekilde kurban edilmesi daha faziletlidir.

 

Akran: Boynuzlu demektir.

 

Emlah: Beyazı siyahından fazla olan alaca demektir.

 

Hadis-i şerifte Fahr-i Kainat Efendimizin biri kendisi için, diğeri de üm­meti için olmak üzere iki kurban kestiği ifade edilmektedir. Fakat Resulü Zişan Efendimiz, bu ikinci kurbanı sadece sevab kazanmak, bu sevabı üm­metine bağışlamak için kestiğinden sözü geçen kurban ümmetin zenginlerin­den Kurban kesme mesuliyetini asla kaldırmamıştır. Onlar da yine üzerleri­ne düşen kurbanı kesmişlerdir. Zengin olanlar, kıyamete kadar da kurban kesmekle mükellef olacaklardır.